7 Ağustos 2012 Salı

NEFES

   Yaşarken farkında olmadan yaptığımız bir eylemdir nefes,peki bu nefesin fiziki anlamı dışında yüklediğimiz duygusal anlamı nedir;Nefes... 
   Bazıları için takdir edilmektir:hani hep karşılaşırız onlarla evet hatta şuan karşınızda göz ucuyla size bakan kişi evet o ,hayatlarında o kadar çok dışlanmışlardır ki o kadar yalnızlardır ki hayatlarının anlamını yaşama nefeslerini buna bağlamışlardır beğenilip takdir edilmek ve bu uğurda bir ömür boyu hatalar yapmaya mahkumdurlar..
  Kimileri içinde nefes; güç sahibi olmaktır hatta şuan içinde bulunduğunuz ortamdaki insanların çoğu için geçerlidir bu,güç demişken o çocukluğumuzdaki kolumuzu pazu yapıp ' baak gücüme ' dediğimiz o saf güç değil kastedilen neyse işte anladınız siz.Gel gelelim azınlıkta olan insanlar için nefesin anlamına.Nefes:Bir annenin çocuğuna sımsıkı sarılmasıdır nefes,bir babanın ailesinin akşam onu evde beklediğini bilmektir,bir dostun yeri geldimi ağlayacak bir omuz olduğunu bilmesidir,bir çocuğun yaz sıcağında kaçamak aldığı bir dondurmadır,bir kardeşin geçen yıllara rağmen yanında onu hep kollayan biri olduğunu bilmesidir ve bir aşığın sevdiği birinden gelen habersiz ve içten gelen bir öpücükte saklıdır.Yani bu azınlık için nefes koşulsuz,içten,sağlam ve sonsuz bir SEVGİ dir NEFES.Umarım sizde hangisi için nefes aldığınızı bulmuşsunuzdur.
            Benim nefes almaya başlamama neden olan 'o' kişiye teşekkür ederim.Şimdilik bu kadar...

Not:Unuttuğum bir anda yazılarımı bana hatırlatan dost'a da teşekkür ederim bu yazı senin için olsun...

17 Temmuz 2012 Salı

UMUT

Yaşarken insanların bizde bıraktığı olumsuz etkiler,hayal kırıklıkları farkında olmadan bizi garip bir koruma kalkanına alıyor.İşte bu koruma kalkanı yüzünden ya gelecekte yaşama ihtimali olan acılar üzüntüler olsun yada yeni hayal kırıklıkları olsun gözümü kör edip bağlıyor ve belkide hiç bir acı yada üzüntü yaşamayacak olsakta bizi bekleyen mutluluğu sevinci elimizin tersi ile itiyoruz.Şimdi o an bir karar almak lazım bile bile üzüntü yaşayacağıma diyip mutluluk şansını tepmek mi yoksa riske girmek mi?Ben burda görüp söylüyorum ki işin sırrı sabır.Ne olursa olsun karşındaki güçlü ve yıkılmaz görünen ama aslında ürkek ve kırılgan olan bu kalbe sabrınla aslında korkulcak bir şeyin olmayacağını ıspatlamaktır.Eğer kalbinin deli gibi çarpmasına,yüzündeki gülücüklerin kulaklarına kadar yayılmasına neden olan,ve kendini ararken aslında kendini onda oldugunu görüyorsan herşeye rağmen bunu kaybetmeyip kazanmak için savaş miğferlerini giyip korkmadan mücadeleye girmektir.Bir gün kendi içindeki savas bitip korkusuzca elini tutup gönül rahatlığı ile seni sahipleniyorsa bir zamanlar gözün kapalı uçurum kenarında yürürken bir bakmışsın o uçurum artık cok uzaklarda kalmıstır. işte aslında çok basit ama hayati olan umut kapısı budur.Yalnız kalmamak ve hayatında olmasını istediğin insanla birlikte hayalini kurdugun dünya seni bekler.işte en basit umut bu en basit hayal bu.Kendin oldugun gibi hissettiğin gibi olanı muhafaza edip sabırla beklemek.Çünkü bazı şeyler buna değer

23 Nisan 2011 Cumartesi

Hayal Kırıklığı

Yaşamdaki kısır döngüde sıkışmış olan bizler zaman çabuk geçsin diye yerli yersiz hayaller kurarız bir yerde sağlıklı ve iyi bir şeydir bu ama yeri geldiğinde ise hayatınızı alt üst edebilir...
O kadar çok hayal kırıklığı tadıyoruz ki aslında şu hayatta arkadaşlar tarafından aile tarafından çevre tarafından yada aşık olduğunuz kişi tarafından sonuç hep aynıdır yenilgiye uğramış ağlamaktan şişmiş,feri gitmiş gözlerle bakışlara sahip olan taraf ve birde tabi bu hayal kırıklığına neden olup ta umursamayan hayatına devam eden taraf.
Garip bir savaşı vardır bunun;acı çeken kişi zayıf görünmemek için karşı tarafa mümkün olduğu kadar'ben iyiyim hayatım sensizde güzel üzülmüyorum kendini bir şey sanma' edasıyla gezinir yalnız kaldığında da o maskesini çıkarıp bir güzel ağlar,bu acıların bizi büyütüp daha iyi bir insan olmamızı sağladığını söylüyorlar ya aslında o iyi insan olmuşsak ya boşa acı çekiyorsak yinede her şeye rağmen olumlu olup diyoruz ki'her yeniliş de zafer elde edebileceğin yeni bir başlangıç vardır' o başlangıçların gelmesi şerefine dünya... ama bunlar acı çekiyor olduğun gerceğini değiştirmese de sana nefes alacak yer yaratıyor hiç yoktan bu da iyi ;)

26 Şubat 2011 Cumartesi

UÇURUM

Uçurum kenarında yaşamak gibidir sevmek

Bazılarımız vardırki körlerdir mesela; uçurumun kenarında o incecik çizgide koşarlar atlarlar adeta cambaz gibi bir tarafta sağlam zemin bir tarafta belirsizlik görmezsen eğer kaybetme duygun olmadan rahat rahat yaşarsın sevgini sanki o uçurumdan düşmeyecek gibi görmez ya hani ne uçurumu ne nefreti işte bilmeden yaşar herşeyi...

Bazılarımız vardır hani herşeyi görür o dediklerimiz;uçuruma bakmaktan yaşayamaz ne sevgisini nede kendini hep uçuruma bakar acaba düşermiyim diye uçup gider zaman tane tane..farkedemez sahip oldugu güzellikleri körün aksine gözleri görsede dünyayı, takılıp gider gözleri tek bir şeye tutunur, sadece uçurumun olumsuzluguna onun için bir taraf sağlam olmayan bitmeyen bi uçurum diğer tarafsa uçurumla arasında olan tek yol...

Bazılarımız vardır ki bu ikisi arasında sıkısıp kalmıstır görür gözleri herseyi, yapar hesabını, yeri gelir görmez gözleri yaşar herseyi dilediği gibi; kanmaz uçurumun olumsuzluguna tutunur sahip olduklarına ya düşersem demez andır artık yaşamak bir kere sahip olabilcegi bir şanstır sevmek, uçurumun kenarında olmak gibidir sevmek bir tarafı belli diger tarafı belirsiz dipsiz bir uçurum kör olmak gerek uçurumu görmemek hani derler ya o lafı işte bundan dolayı derler AŞKIN GÖZÜ KÖR diye..

Birşeyler belki hissetiklerimiz belki korkularımız

Yalan söylemek artık doğamız haline gelmiş hem yakınıyoruz insanların sahteliginden hemde yakınırken en büyük sahteliği biz yapıyoruz...Anlamlar kondurmak hayata güven sıfatını yapıştırmak sevgiliye hep sonunda biz yeniliyoruz çünkü onların elinde avantajları var hep bir adım gerideyiz sürekli bunu neden dedi bunu neden yaptı falanlar filanlar
Ya şans; o gerçekmi artık bilmiyorum düşünsenize çaresizliklerle çevrili karanlık dünyada yalnız kalmış korkmuş bir kalp ve sonunda ışığı oldugunu sandıgı yalancı bir kalp,sevgi...
Ateş böcegi misali gecenin karanlıgında sana ışık tutuyor ama senin için değil kendi hayatta kalmak için gün doğdunda artık elinden tutmuyor seni çünkü artık işi bitti senle kendi dünyasına çekildi unutma insanoğlu her zaman herkes kendi dünyasında ister ateşböceginizi bulun ister karanlık dünyada yalnız kalın yinede netice hep aynı yere varır bu dünyada...

30 Ekim 2009 Cuma

I want to go where





Hi! Let's talk about where I want to go

Australia,Sydney
Sydney is the largest city in Australia and the state capital of New South Wales .Syndey has a metropolitan area population of approximately 4.34 million and an area called Sydneysiders.
Created in 2000 Sydney Olympic Games and Sydney were the best ones so far were considered to.Facilities and views of the famous surf beach just a few minutes away from city.There are two symbols of Sydney.Sydney Harbour Bridge and the perfect arch,Sydney Opera House roof in waves.
Parks and gardens are very famous and in the south and north have long surfing beach. 90 minutes journey to the west of Sydney right can reach the blue mountains the name of the region is uniqve in the blue fog.
City festival also features a separate string.Also not mentionel is more beauty....

26 Ekim 2009 Pazartesi

About me

Hi my name is Müge Urul.I'm twenty years old.I'm a universty student.I was born Adana but I grown up Mersin.I live in İstanbul.Currently I'm studying in İstanbul Aydın University in business management.I have one brother.My mother is a housewife.My father is civil engineer.I have 3 cats.They are a dorable.My favorite sport is basketball.I usually watch NBA matches.I like watching movie.My favorites movies are Lord of the rings series,The notebook,Schlindler's list,Final destination series...
My dream is finding a job and living in Sydney..
Thats all =)